Modern fiziğin doğuşu. Klasik fizik ve modern fiziğin tanımı
arasındaki farklar nelerdir?
Modern fiziğin çevremizde karşılaştığımız çeşitli olaylara
fizikle getirilen açıklamalarını yanlış olduğunu kanıtladığına ve böylece
klasik fiziğin yerini aldığına dair yanlış bir kanı vardır. Oysaki Modern
fizikle klasik fiziğin açıklamaya çalıştığı durumlar birbirinden çok farklıdır.
Klasik fizik görece kütlesi büyük ve hızı küçük nesnelerin
birbiri ile etkileşimini büyük bir doğruluk patı ile açıklayabilirken, atom
altı parçacıklarının davranışlarını ve ışık hızına yakın yüksek hızlarda
hareket eden cisimlerin hareketlerini açıklamakta yetersiz kalmıştır. Bu durum
modern fiziğin gelişmesine yol açmıştır.
20. yy başlarında bilim insanlarının yaptığı deneyler ve
hesaplamalar ışığın boşluk da ki hızının hangi kaynak noktasından ölçüldüğüne
bağlı olmayan sabit bir sayı olduğunu gösteriyordu. Bu sayı c = 299 792 458 m/s
(c = boşluk da ki ışık hızı). Bu durum klasik fizikle açıklanamıyordu. Çünkü klasik
fiziğe göre bir nesnenin hızı, gözlemcinin hızına bağlıdır. Oysa yapılan
deneyler, gözlemci hangi yönde hareket ederse etsin ışığın hızını hep aynı
sabit değer olarak ölçeceğini gösteriyor.
Bu yeni bilgi Einstein’ın nesneler ışık hızına yakın hızlarla yakın
hareket ederse neler olabileceğini düşünmeye itti. Yaptığı hesaplamalar sonunda
Einstein çok hızlarda hareket eden cisimler için zaman ve uzunluk ölçülerini
değişebileceği sonucuna ulaştı ve modern fiziğin temel unsurlarından biri olan
bu çalışmasına ÖZEL GÖRELİLİK TEOREMİ adını verdi.
Işığın yapısını, atomun yapısını, atomların neden bazı enerjideki
ışınımları soğurup, diğer ışınımlarını soğurmadığını araştıran pek çok bilim
insanı Modern fiziğin gelişimine katkıda bulunmuştur. Bu sayede klasik fiziğin
açıklayamadığı birçok olay modern fizik sayesinde açıklanabilmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder